İsrail’in ölüm yağdırdığı Gazze’den ‘doğru bilgi’ aktarmak için var gücüyle mücadele eden gazeteciler, ölümle yaşam arasındaki incecik çizgide mesleklerini icra ediyor. Saldırılarda 4 çocuğunu ve 3 kardeşini kaybeden Anadolu Ajansı serbest kameramanı Muhammed el-Alul, yaşadığı trajediyle ilgili “(İsrail) Bu soykırımı dünyaya ifşa etmeye çalışan bir gazeteci olarak benden intikam almaya çalıştı” dedi. Anadolu Ajansı (AA) foto muhabiri Mustafa Hassona ise olay yerine bazen sağlık ekiplerinden önce vardıklarını belirterek, “Orada yaralanmış, parçalanmış insanları görüyorsun. Yaşayanlar, senden yardım istiyor. O anda bir ikileme düşüyorsun, kendi rolümü mü sürdüreceğim yoksa ilk yardımın gelmesini beklemeden onlara yardım mı etmem gerekiyor”diye konuştu. Tarihin en büyük vahşetinin birinci dereceden tanıkları, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde yaşanan insanlık dramını anlattı.
5 Kasım 2023’teki bombardımanda yaşları 4 ile 13 arasında değişen 4 çocuğu ile 3 kardeşini kaybeden Muhammed el-Alul, gazeteci bir babanın yaşayabileceği en büyük acıyla karşılaştı. Bu kez bombaların hedefi evi ve ailesiydi. Haberi görevi başındayken öğrenen el-Alul, Aksa Şehitleri Hastanesi’ne bu defa çocuklarının cenazelerini bulmaya gitti. Bir gazeteci olarak birçok savaşı görüntülediğini ifade eden El-Alul, “Çok savaşa şahit oldum ama bu çok başka. Bir devlet nasıl olur da doğrudan yardım ekiplerini, sağlık kurumlarını, hastaneleri hedef alır. İsrail çok net şekilde Filistin direnişine ulaşamadığı için, sivillerden intikam alıyor” diye konuştu.
İsrail ordusunun evini kasıtlı olarak hedef aldığını anlatan El-Alul, “5 Kasım öncesi vurulan evlerde şehit olan çocuklara, ailelerle beraber ağlardım, 5 Kasım’da çocuklarıma ağlamak, ağıt yakmak zorunda kaldım. Ben şu anda yaşayan bir ölüyüm, artık hayata dair hiçbir renk görmüyorum, her şey gri. Daha önce toplu mezarlara şahit olmamıştık, şimdi yollar, sokaklar, bahçelerde imkan bulduğumuz bir yere şehitleri defnediyoruz. Birçok insan kimliği belirsiz defnediliyor. İnsanlar yakınlarının esir mi, ölü mü olduğunu bilemiyor” şeklinde anlattı.
Gazze’de soykırım yaşandığını ifade eden El-Alul, “Çok açık şekilde bütün dünya, sanki Gazze’de Hollywood filmi çekiliyor da bir kahramanın çıkmasını bekliyorlar. Uluslararası kurum ve dernekler işgalciye dava açmalı. Ben de Filistinli bir gazeteci olarak Türk ve uluslararası mahkemelerde dava açacağım” ifadelerini kullandı.
Mustafa Hassona.
İsrail ordusunun saldırganlıkta sınır tanımadığını ifade eden Anadolu Ajansı (AA) foto muhabiri Mustafa Hassona, “Biz Filistin halkının yaşadığı korkunç saldırıları dünyaya ulaştırmakla sorumluyduk. Bunun üzerimizde çok ciddi ağırlığı vardı. Bu ortamda çalışmak duygusal olarak da sorun. Sonuçta insansın ve korkuyorsun, her an hedef olma durumun söz konusu” değerlendirmesi yaptı. Olay yerine bazen ilk yardım ekiplerinden önce vardıklarını belirten Hassona şu ifadeleri kullandı: “Öyle bir durumla karşı karşıya kalıyorsun ki; yaralanmış, parçalanmış insanları görüyorsun. Yaşayanlar, senden yardım istiyor. Kendi rolümü mü sürdüreceğim, yoksa ilk yardımın gelmesini beklemeden onlara yardım mı etmem gerekiyor, o anda bir ikileme düşüyorsun.”
